Vladimir Putin, bir yıl önce Sovyet ordusunun II. Dünya Savaşı’ndaki zaferlerinden biri olan Kursk Muharebesi’nin 80. yıl dönümünü anarken, Ukrayna güçlerinin Kursk bölgesine yaptığı sürpriz saldırı Rusya’yı zor durumda bıraktı. Ukrayna güçleri, bölgeye hızla girerek köyleri ele geçirdi, yüzlerce kişiyi esir aldı ve binlerce sivilin tahliyesine neden oldu. Putin’in bu krize tepkisi, geçmişteki yavaş yanıtlarıyla paralellik gösteriyor. Kursk’taki saldırı, Putin’in imajını sarsarak, onun Rusya’nın güvenlik ve istikrarını sağlama kapasitesine olan güveni zayıflatıyor.
Putin, 24 yıllık iktidarı boyunca, Rusya’nın güvenlik ve istikrarının garantörü olarak kendini konumlandırmıştı, ancak Kursk’taki gelişmeler bu imajı zedelemeye devam ediyor. Rusya’nın seçkinleri, bu olaylar karşısında Putin’in liderliğinin hala bir avantaj mı yoksa bir yük mü olduğuna dair hesap yapıyor. Ukrayna’nın saldırısı devam ettikçe, Rusya’nın askeri ve siyasi zorlukları artıyor ve Putin’in bu duruma nasıl tepki vereceği merak konusu.
Kursk bölgesindeki son saldırılar, Rusya’nın Ukrayna savaşında yaşadığı sorunları daha da gözler önüne seriyor. Putin’in bu krizleri hafife alması, iç muhalefeti susturmuş gibi görünse de, bu durum Rusya’nın elitleri arasında artan bir rahatsızlık yaratıyor. Kursk Muharebesi’nin ikinci raundu, Putin’in savaşı için bir dönüm noktası olabilir, ancak mevcut durum onun kontrolünü zorlaştırıyor.
Yazının tamamını ve İngilizce orjinal halini okumak için tıklayınız…