Ukrayna savaşının diplomatik bir sonuca yaklaşacağı düşünülen bir dönemde, Ukrayna güçlerinin Kursk’a düzenlediği saldırı, durumu yeniden karmaşık hale getirdi. Ukraynalı güçler, Rusya’nın zayıf korunan sınırlarını aşarak Rus topraklarına girdiler ve Moskova’ya göre 28 yerleşimi ele geçirdiler. Bu saldırı, Ukrayna’nın moralini yükseltirken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e bir darbe daha vurdu. Ancak bu gelişme, Moskova’nın barış görüşmelerine daha az istekli hale gelmesine neden oldu ve gizli ateşkes görüşmelerini baltaladı.
Bu operasyonun Ukrayna için uzun vadede ne kadar yararlı olacağı belirsiz. Kiev, bu saldırı ile Rusya’yı barış görüşmelerine zorlamayı ve cephe hattındaki baskıyı hafifletmeyi umuyordu. Ancak bu hedefler henüz gerçekleşmedi ve Rusya’nın karşı saldırı tehditleri devam ediyor. Bu durum, savaşın uzamasıyla birlikte Ukrayna’nın demografik, ekonomik ve altyapı krizlerini daha da derinleştiriyor.
NATO müttefikleri için Kursk saldırısının getirdiği riskler, kazançlarından daha ağır olabilir. Bu saldırı, NATO’nun savaşın tırmanmasını kontrol altında tutma hedefini zorluyor ve Rusya’nın tepkisini daha da sertleştirebilir. Soğuk Savaş döneminde ABD’nin Sovyetler Birliği ile doğrudan çatışmadan kaçınma politikası varken, şimdi NATO’nun Rus topraklarına yapılan bir saldırıyı desteklemesi, nükleer savaş riskini artırabilecek tehlikeli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Yazının tamamını ve İngilizce orjinal halini okumak için tıklayınız…