- Justin Trudeau, Kanada Başbakanlığı’ndan istifa ettiğini duyurdu.
- Trudeau’nun istifası, küresel ilerici hareketin zayıfladığını gösteriyor.
Justin Trudeau, 2015’te dünya sahnesine çıktığında, ilerici hareketin simgesi olarak görülüyordu. Feminist, çevreci ve göçmen haklarını savunan lider, kısa sürede uluslararası arenada dikkat çekti. Ancak yıllar içinde artan skandallar, ekonomik zorluklar ve göçmen politikalarına yönelik eleştiriler, Trudeau’nun popülaritesini erozyona uğrattı. Son seçimlerde büyük oy kaybeden Liberal Parti, çoğunluğu kaybederek NDP’nin desteğine bağımlı hale geldi.
Pandemi süreci Trudeau için dönüm noktası oldu. Katı halk sağlığı politikaları, kamuoyunda ciddi tepkilere yol açtı. 2022’de başlayan “Özgürlük Konvoyu” protestoları, Trudeau’nun olağanüstü hal ilan etmesine neden oldu. Ancak bu hamle, mahkemeler tarafından yetki aşımı olarak değerlendirildi. Trudeau’nun göçmen politikaları da artan yaşam maliyetleri ve barınma krizleri nedeniyle eleştirildi. Göç hedeflerini azaltma kararı, politikalarının başarısızlığını kabul ettiğinin bir göstergesi oldu.
Trudeau’nun istifası, sadece Kanada’da değil, küresel ölçekte de ilerici hareketlerin zayıfladığını ortaya koyuyor. ABD’den Fransa’ya, İtalya’dan Arjantin’e kadar birçok ülkede sağ popülist liderler yükselişte. İlerici liderler, ekonomik eşitsizlik ve göç gibi konularda seçmenlerle bağ kurmakta zorlanıyor. Trudeau’nun vedası, bu değişimin en son örneği oldu.
Yazının tamamını ve İngilizce orijinal halini okumak için tıklayınız…