Dünya, giderek artan jeopolitik rekabetle birlikte, iki ayrı enerji piyasası sistemine doğru hızla ilerliyor. Bir yanda Çin ve Rusya gibi otoriter ülkeler yer alırken, diğer yanda Kuzey Amerika, Avrupa ve gelişmiş Asya ülkeleri bulunuyor. Bu ayrışma, enerji ticaretinde kullanılan para birimlerinden ticaret yollarına kadar birçok alanda etkisini göstermeye başladı.
ABD’nin enerji üretimindeki artış, Batı’nın uyguladığı ekonomik yaptırımlar ve Rusya-Ukrayna Savaşı, bu bölünmeyi hızlandıran en önemli faktörler arasında. Özellikle Çin, enerji alanında lider olmayı hedeflerken, ABD ve Batı, enerji kaynaklarını güvence altına almak için çaba gösteriyor.
Örneğin, Çin, Rusya’dan büyük miktarda petrol ithal ederek Suudi Arabistan‘ı geride bıraktı ve Çin-İran-Rusya üçgeni, Batı’nın yaptırımlarını etkisiz hale getirmek için alternatif bir petrol piyasası oluşturmaya çalışıyor.
Bu yeni enerji düzeni, dünya genelinde ekonomik ayrışmayı derinleştiriyor ve enerji piyasalarını kutuplaştırıyor. Uzmanlar, bu durumun uluslararası ekonomiyi derinden etkileyebileceğini ve daha fazla küresel gerilime yol açabileceğini belirtiyor. Bu ayrışma, enerji piyasalarında yeni bir jeopolitik denge kurulmasına neden olabilir.
Yazının tamamını ve İngilizce orjinal halini okumak için tıklayınız…