Küresel güç dengeleri çoğu zaman sadece ekonomik ya da askeri kapasiteyle sınırlı kalmaz. Coğrafi büyüklük de bu dengelerin önemli bileşenlerinden biri olmayı sürdürür. Dev kara parçalarına sahip ülkeler, doğal kaynaklar, iklim çeşitliliği ve jeopolitik erişim açısından büyük avantaj elde eder. Günümüzde bu kategorinin başında Rusya gelir. Ülke, 16,4 milyon kilometrekarelik kara alanıyla dünya sıralamasında uzun süredir liderliği elinde tutar.

Çin, 9,4 milyon kilometrekareyle ikinci sırada yer alırken, Amerika Birleşik Devletleri 9,2 milyon kilometrekareyle onu izler. Kanada’nın yüzölçümü 8,8 milyon kilometrekareyi aşar. Brezilya, 8,4 milyon kilometrekarelik büyüklüğüyle Güney Amerika’nın açık ara en geniş ülkesidir. Avustralya, 7,7 milyon kilometrekareyle kıtasal bir ülke olarak dikkat çeker. Hindistan, Arjantin, Kazakistan ve Cezayir gibi ülkeler de ilk 10 içinde yer alır. Türkiye ise 770 bin kilometrekarelik yüzölçümüyle bu listenin 36. sırasında bulunuyor.
Ancak coğrafi büyüklük her zaman doğrudan bir üstünlük anlamına gelmez. Kaynakların yönetimi, yerleşim dengesi ve altyapı politikaları da belirleyici rol oynar. Bu nedenle geniş topraklara sahip olmak, güçlü bir planlama ile desteklenmediğinde dezavantaja dönüşebilir. Bugün birçok ülke, sahip olduğu kara alanını stratejik bir araç olarak kullanmaya devam ediyor. Bazıları bu fırsatı çoktan değerlendirdi bile.
(Kara Alanı – km²):
- Rusya – 16,4 milyon
- Çin – 9,4 milyon
- ABD – 9,2 milyon
- Kanada – 8,8 milyon
- Brezilya – 8,4 milyon
- Avustralya – 7,7 milyon
- Hindistan – 3,3 milyon
- Arjantin – 2,7 milyon
- Kazakistan – 2,7 milyon
- Cezayir – 2,4 milyon
36.Türkiye – 770 bin